Sakin bir iş gününde güvenlik görevliniz yanınıza gelir ve;
-Aşağıda yaşlı bir hanım var “Kadın Müdürünüzü görmek istiyorum” diyor,hani affedersiniz biraz....
Güvenlik görevlinizin altı senelik mimikleri size çok şey ifade ettiği için, yüzüne dikkatlice bakıp
-Kokoş bir hanım mı ?
sorusunu sorarsınız . Yanıt evet anlamında kafa sallamadır.
- Yolla gelsin!
dersiniz kanıksamış bir ifade ile....
Beş dakika sonra, kokoş sıfatına hiç uymayan, İngilizlerin adaları gibi hiçbir şeyi dikkat çekmeyen, gözü yormayan, insanın kanını kaynatmayıpta, “The great British invention: Fish and Chips” tadında, kaba olmak istemiyorsanız zarif ve sade sıfatları ile anabileceğiniz Teyzem kapıda belirdi.
Ağzını açıp gülümsemenizi istedi, kendini tanıttı. Şimşek hızıyla görüntüyle ters orantılı kokoş ifadesini muhakeme ettiniz aklınızda. Surette hiçbir kokoş falsosu yok iken, havada uçuşan kelimler aksansız,tonlama sakin ve didaktik vurgular yerindeydi. Güvenlik görevlinizi yanıltan konuşma tarzıydı, elbiseleri değil. Aldığınız gülümse komutuna haklı bir gerekçe bulduğunuz içten kocaman bir sırıtmayla karşılık verdiniz Teyzenize. Didaktik ifade kaçınılmazdı çünkü bir öğreticiydi karşınızdaki, yaşı,mesleği yıllarca yurtdışında kalmışlığın acısıyla konuşuyordu. Konuştukça da açılıyordu. Türkçe hasretini evden çıkarken sızımsızım hissetmiş birisi olarak hoşgörüyle dinlediniz ve birden konu Osmanlıca ya geldi . Evet öğrenebilirdiniz ve bir öğretici bilgisini sizle paylaşmaya arzusunu sunmuştu. İyi niyetle ders notlarınızı alıp, yemek –bulaşık, iş- fiş ve annelik- hatunluk, spor gibi terenalerinize eklediniz ders notlarını. Aşkla şevkle başlayıp “se” harfine takıldınız Aman Allah! Bu da neydi. Bir harf üç değişik şekilde yazılır; başta ortada ve sonda ve yetmezmiş gibi üç ayrı gösterime sahiptir . 3*3 =9 kombinasyon matematiksel olarak bir “s” için. Bu ne eziyettir, yahu ? Allah Atatürk ‘ünden bir milyon kez razı olsun .... DEVAMI GELECEK SAYIDA....................
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder