9 Temmuz 2007 Pazartesi

Eminönü’nün Faunası Florası

İstanbul’un tarihi yarımadası, en eski İstanbul’u sevgili Eminönü, vapurdan bakıldığında izbe bina öbekleri, göğe uzanan camileriyle “Burada bitki hayvan örtüsü de olurmuymuş canım!” dedirtir. Alt geçitlerden, kafanızda uçuşan helikopterler, yerde sürünen komonda askercikler, Sharika şarkılarıyla kıvıran oyuncak bebekleri geçtiğinizde, Yeni caminin serin çınarları bekler insanı. Yeni caminin Mısır çarşı kapısında ise romantik kliplerin vazgeçilmezi kıçı boklu güvercinler yem satıcılarının yanında habire tıkınırlar. Gezmeye alışverişe gelmiş insancıkların çocukları merakla bu sarsak canlıları kışkışlasa bile üç saniye sonra, belki de dört yüzyıldır anasının atasının bikbiklediği yerde bikbikleyip gezerler. Sayıları ne artar ne azalır güvercinlerin . Altı senedir göz kararı yapılan nüfus sayımlarından çıkarılan sonuç odur ki, müthiş bir doğum kontröl yöntemiyle geometrik nüfüs artışı teoremlerini çürütmüşlerdir. Mevsimsel değişimler, metrekareye düşen çeyizlik çıtırlar ve yedi sülaleleri, sabahları rehber dinleyip, akşamüstü parfüm satıcılarının elinden kaçmaya kalkışan Malezya, Hindistan Japonya, İspanya, Almanya vatandaş kalabalıkları etkilemez burayı. Yeni caminin arkasında ise yamuk yumuk budanmış çınarların dibinde, Zemzemaki otu tohumu, kanarya, köpek yavrusu ve bilumum zevat satan dükkanlardan, özellikle sabahları gelen havlamalar ve cıvıltıları ile Yeni caminin kedileri vardır. Kafeslere tıkılmaktansa sabahları süpürülmüş çay bahçesi önlerinde, güneşe karşı serilip oralarını buralarını yalarlar. İki adım öteleri kuru kedi maması doluyken, bu kediciklerin çoğu sıska uzun suratlıdır. Baskın Bir tekir veya Sarman Şerafetinin yokluğu bu zümreyi rengahenk kılmıştır. Ancak, Mısır çarşısının girişinde, azametli siyah beyaz, bakımlı umursamaz haliyle sağa sola hava atar. Tırmık mırmık atmaktansa,“Hadi len! Benim karnım tok.” bakışıyla elinizi uzattığınızda,size kendini akıllı uslu sevdirir. Mısır çarsı çıkışında ise binalar üstünüze yürür. Yürürler fekat, doğa her zamanki azmiyle, eski bakımsız hanların arasından çıkmış otlarla size kendini hatırlatır. İki yıl önce kafamı kaldırıp bir hanın üçüncü katından fırlamış incir ağacını gördüğümde “Hey taşa binaya can veren Allah’ım, bugün ben bunu da gördüm!” diyebilmiştim. Neden fotoğrafını çekmedim bilemiyorum lakin, bu gözler miyop olmasına rağmen inciri gördü. Binaların içinde sıkılan ve daralan yeşilseverler ise özellikle bahar aylarında işyerlerinin en üst katlarına çıktıklarında hoş bir sürprizle karşılaşır. Yine yeşillenmiş fındık dalları yerine “yine yeşillenmiş bizim buranın damları” diyebilirler.Baharda Aşirefendi caddesinin hemen başında kurulu dükkanların tepesi yemyeşildir.

Birde kendini hiç göstermeyen minicik kuşları vardır buraların, sadece seslerini duyarsınız. Martıların gürültüsü ulaşmaz denizinden uzaklaşıldığında, bu minicik kuşların cıvıltıları ofis pencerenizi açtığınızda ezan ve satıcı sesleriyle odaya dolar.

Turistik mekan olduğundan mıdır nedir belediye köpek yaşatmaz buralarda. Sadece Sirkeci tarafında, İstanbul Ticaret Odasının arka sokağındaki kasetçinin önünde ihtiyar sarı boz bir köpek yatar. Gelirim giderim kış geçer yaz gelir bozo aynı yerde şömine önü postu gibi sabittir.

Eminönü’nün faunası şenlendiren nadir ofis hayvanlarıda mevcuttur. Yalnız, sağlık açısından pek faydalı bulunmayan bu canlılar için her ay ilaçlanırsınız. Soyu bitip tükenmeyen fareler, akrepler, böyle bir canlı türü varımıdır bilemem ama; halı pireleri ortamı şenlendirir. Kaşınmaktan bir halolmuş elemanlarınız daha fazla halı yıkanması, daha fazla ilaçlanma için size acıklı gözlerle bakar. Mahlukattan bıkmış bir yönetici olarak siz de en bir baş müdürünüze gidip, Aygır Deresi, Sülüklü Göl kırsalında gezmenize rağmen kuş gribine yakalanmış ördek veya kene gibi popüler canlılarla karşılaşmadığınızı ama ofisinizdeki haşarattan gına geldiğini iletirsiniz. Orta karar yönetici olmanın verdiği sorumlulukla, memur müdür v.s. kadrosu dışındaki sekreter, doktor, şoför içeriğindeki “diğer” kadrosundaki doktor boşluğunu bir adet Sarmanla doldurmayı önerirsiniz. Aldığınız yanıt ise basittir. “İnsan Kaynaklarının Sarmanlara yönelik performans değerlendirme Uygulaması yok. “

Hiç yorum yok: